Kıskançlık, kişinin ilişkilerinin risk altında olduğuna inandığında korkmasına, öfkelenmesine veya kırgın hissetmesine neden olan olumsuz bir duygudur. 

Zaman zaman kıskançlık hissetmek normal olsa da, bunun büyümesine veya kronik hale gelmesine izin vermemek gerekir. Eğer kıskançlık duygusu kontrol edilmezse, bu duygu çok daha sinsi ve tehlikeli bir duruma dönüşebilir. 

Kıskançlık Nedir?

Kıskançlık, kişinin üçüncü bir kişiyle etkileşimi nedeniyle onun sevgisini veya ilgisini kaybedeceğini düşünmesi ve ona kırılmasıyla başlayan olumsuz bir duygudur.

Kıskançlık yaşanması zaman zaman normal olsa da, bu durum sağlıklı bir şekilde ifade edilmediği takdirde sorun haline gelebilmektedir. 

Kıskançlık sadece kadın erkek ilişkisine özel bir durum değildir. 

Kıskançlık ebeveyn çocuk ilişkileri, arkadaşlıklar ve hatta iş arkadaşları da dahil olmak üzere her türlü ilişkide ortaya çıkabilir. 

Kıskanma eylemi için her zaman en az 3 kişiye ihtiyaç yoktur. 

Kişi, başka bir kişinin başarılarını, sahip olduklarını, niteliklerini ve bilgisini de kıskanabilir. Bu duygu, ona karşı kızgınlık ve öfke oluşturabilir.  

Kıskançlık eylemi partnerin geçmişiyle ilgili de olabilir. 

Partneriniz sizi geçmiş ilişkilerinizle de yargılayabilir ve geçmiş ilişkinizle ilgili anlamsız sorular sorabilir. Böylelikle sizin geçmişteki ilişkilerinize takıntılı hale gelebilir. Böyle bir durum söz konusuysa partneriniz, ’’geriye dönük kıskançlık’’ olarak tanımlanan ’’retroaktif kıskançlık’’ yaşıyor olabilir. 

Kıskançlığa Sebebi Nedir?

Kıskançlık genelde bireysel bir davranış olsa da, kıskançlığın sürmesine neden olabilecek bazı genel özellikler ve koşullar vardır. 

Örneğin, kişi kendini güvensiz ve yetersiz hissediyorsa, terk edilmekten veya yalnızlıktan korkuyorsa, özgüveni düşükse veya kendisini başkalarıyla kıyaslama eğilimindeyse kıskançlığa daha yatkın olabilir. 

İnsanlar ayrıca partnerlerinin sadakatsiz olması ve geçmişte yaşadığı deneyimler yüzünden de kıskançlık hissedebilirler.

Araştırmalar kıskançlığın, özellikle sorunlu ilişkilerde aşırı kontrolden kaynaklanabileceğini gösteriyor. 

Aslında kıskançlık, genellikle bir ilişkinin sağlıksız bir ilişkiye doğru ilerleyebileceğinin ilk işaretidir. 

Sorunlu ilişkilerde kıskançlığın kökeni ilk başta aşktan kaynaklanıyor gibi görünebilir, ancak bu tepki aslında daha çok sahiplenme ve kontrol ile ilgilidir.

Kıskançlığın Belirtileri Nelerdir?

Kıskançlığın en yaygın belirtileri kırgınlık, incinme ve güven kaybıdır. Ancak ilginçtir ki kıskançlık, öfke veya üzüntüde olduğu gibi belirgin veya tanınabilir bir yüz ifadesine sahip değildir. Bunun yerine kıskançlık, öfke, üzüntü, korku ve şaşkınlık gibi çeşitli duyguların birleşiminden oluşan bileşik bir duygu olarak kabul edilir.


OKUMADAN GEÇME

Anksiyeteyi Azaltmanın 10 Doğal Yolu


Sağlıksız İş Ortamında Nasıl Davranmalıyım?


Kıskançlık, özellikle romantik ilişkiler söz konusu olduğunda toplum tarafından kabul edilebilir bir olgudur. Ancak bu duygu aşırı hissedilirse şiddete, kendine zarar vermeye ve hatta cinayete bile yol açabilir.

Özellikle kadın erkek ilişkilerinde takıntılı kıskançlığı olan kişiler, partnerlerinin sadakatsiz olabileceğine dair nahoş ve mantıksız düşüncelere sahiptir ve bu nedenle partnerlerini sürekli kontrol edebilirler hatta herhangi bir kanıt olmadan partnerlerinin sadakatsiz olduğuna dair güçlü ama yanlış inançlar geliştirirler.

Kıskanç bir birey partnerinin sadakatini ve dürüstlüğünü sorgulayabilir, onu sık sık arayabilir, beklenmedik bir şekilde yanına uğrayabilir ve onu sosyal medyada takip edebilir.

İşte kıskançlığın diğer  belirtileri:

  • Kıskanç birey tüm zamanınızı onunla birlikte geçirmenizi ister
  • Sürekli konumunuzu paylaşmanızı ister ya da görüntülü arar
  • Kiminle konuşabileceğinize dair kurallar koyar
  • Şüpheci ve sahiplenicidirler
  • İletilerinizi, mesajlarınızı ve telefon yazışmalarınızı okurlar.

Kıskançlığın Olası Olumsuz Sonuçları

Kıskançlık normal bir insani duygu olmasına ve herkesin hayatının bir noktasında bunu deneyimlemesine rağmen, bazı insanlar için bu durum aşırı boyutlara da ulaşabilmektedir. 

Bu gerçekleştiğinde kıskançlık yaşayan kişi, bir takım olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalabilir.

Bunlar arasında uyku bozuklukları, takıntılı düşünceler ve kaygılı-depresif belirtiler yer alır. Kaybetmekten korktukları ilişkiye vakit ayırabilmek için sosyal ilişkilerden çekilip hoşlandıkları aktivitelere katılmayı da bırakabilirler.

Aşırı düzeyde kıskançlık yaşayan insanlar aynı zamanda yalnız kalmaktan da nefret edebilirler. Ayrıca korkulu ve endişelidirler. 

Kıskançlık yaşayan kişi genç ise, madde bağımlılığı riskiyle karşı karşıya kalabilir ve sıklıkla riskli cinsel davranışlarda bulunabilirler.

Kıskançlığa maruz kalan kişi, kıskançlık ve kontrol arttıkça kafa karışıklığı, endişe ve korku yaşayabilir. 

Hatta partnerlerini üzecek bir şey yapacaklarından korkarak yumurta kabuklarının üzerinde yürüyormuş gibi hissedebilirler. 

Kıskançlık ilk ortaya çıktığında bu davranış karşısında şaşırabilir ve hazırlıksız yakalanabilirler. Zaman ilerledikçe sabırları taşabilir ve ilişkiyi bitirmek isteyebilirler ancak bunu çoğu zaman nasıl yapabileceklerini bilemezler.

Kıskançlık Duygunuzu Partnerinize Nasıl İfade Edebilirsiniz?

İlişkilerinizde kıskançlık yaşıyorsanız bunu partnerinizle, arkadaşınızla veya aile üyenizle konuşmanız önemlidir. 

Bunu yaparken karşınızdaki kişiyi suçlamayın ve duygularınız ve düşünceleriniz konusunda dürüst olun. Daha sonra onların yanıtlarını dinleyin. İletişimin ilişkinizi güçlendireceğini unutmayın.

Bu tür bir konuşmaya başlamadan önce sakin olduğunuzdan ve görüşlerinizi onu suçlamadan paylaşabildiğinizden emin olun.

Kıskançlıkla Nasıl Başa Çıkılır?

Sağlıklı bir ilişkinin anahtarı, kıskançlığın sizi nasıl etkilediğini partnerinize dürüst bir şekilde anlatmaktır.  

Ancak kıskançlık duygularını erkenden fark edebilmek ve bu duygularla sağlıklı ve bir şekilde nasıl başa çıkılacağını bilmek de aynı derecede önemlidir.

İşte kıskançlıkla baş etmek için bazı ipuçları:

  • Derin bir nefes alın ve kıskançlığın sadece bir duygu olduğunu ve gerçek olmadığını unutmayın.
  • Kıskançlık duygusunu kabul edin ancak üzerinde durmayın. 
  • Kıskanç dürtülerinize göre hareket ederek bir şey kazanıp kazanamayacağınızı düşünün. Bu duygu çoğu zaman işleri daha da kötüleştirir. 
  • İlişkilerde hiçbir garantinin olmadığını ve partnerinize veya arkadaşınıza gerçekten güvenemiyorsanız ilişkiyi bitirmek zorunda kalabileceğinizi kabul edin.
  • Partnerinizle ilişkinizdeki sınırları birlikte belirleyin.
  • Güvenin kazanılan bir şey değil, verilen bir şey olduğunu unutmayın. 

Kıskançlık eğiliminiz günlük yaşamınızı ve ilişkinizi etkilemeye başladıysa bir uzamandan yardım almanızda fayda vardır. 

 

Web sitemizde yayınlanan bu ve benzeri içerikler bilimsel makalelerden ve uzman görüşlerinden faydalanılarak hazırlanmıştır. İçeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.